28 Ocak 2022 –

Avrupa turuna çıkmak ve yeniden Güney Avrupa’yı gezmek için içimde delicesine bir istek var!

Mesleğimde daha da iyi olmam için neler mümkün? Danisanlarima maksimum fayda üretebilmem ve mesleğimde en iyisi olabilmem için neler mümkün? Tüm eğitimlerim tamamlayıp bitirme sınavını.verip master trainer olabilmem için neler mümkün?

Kolaylıkla ve neşe ile bol ve bereketli para kazanıp ailemle keyifli seyahatlere çıkmam için neler mümkün?

Piyano dersleri almaya başladım, keyifle bu dersleri ömür boyu sürdürüp piyanoda gelismem neşeyle zevkle piyano çalmak için neler mümkün?

Hayatımın bundan sonraki döneminde bol bol gezmem, spor yapmam, sanat ile ilgilenmem, okumam, yazmam, çizmem, üretmem, kolaylıkla ve neşe ile bol bereketli para kazanmam ve bu paraları keyfime göre degerlendirm.icin neler mümkün?

Hangisi hayırlı? Akdeniz ikliminde modern, estetik, şirin bir sahil kasabasinda bahçeli bir ev sahibi olmam veyahut da keyifli sipsirin bir karavan ile dünyayı gezmem için neler mümkün?

Hayatın tümü neşe, coşku, ihtişamla bana akıyor. Aldım kabul ettim 🙏🥰🙋🏻‍♀️

Günlük kategorisine gönderildi | 28 Ocak 2022 – için yorumlar kapalı

4 Ocak 2022 – Nezaketle Sınırlarımı Belirlemek

Yeni yılın ilk günlerinden merhaba.

Evet malum, geçtiğimiz seneyi bitirmeye iki hafta kala ailecek covid’e yakalandık. Halsizlik, yorgunluk, biraz endişe ile ilk haftayı devirdik. Bu süreçte dinlenmeye ve odağımı aileme, kendime yönlendirmeye ihtiyaç duydum. Hazır evde karantinadayız, dersler iptal olmuş, enerjim düşmüş, tüm enerjimi kendime ve aileme çevirmek istedim. Ve günlük olarak uzun telefon konuşmaları ve WhatsApp yazışmaları ile paylaşımda bulunmaya ihtiyaç duyan bir arkadaşıma nezaketle durumu bildirdim. Malesef, bu durumu kişisel algıladı ve bana tavır almayı seçti. Sürecin sonunda, on günün ardından, yılbaşı gecesi kendisine gayet içten, samimi bir yeni yıl mesajı ile dönüş yaptım. Bana tek satırlık, buz gibi, resmi bir mesaj ile yanıt verdi.

Kimsenin kalbini kırmayı, asla, istemiyorum. Ama başka nasıl ifade edebilirdim kendimi. Uzun telefon konuşmaları ile günlük geyiklerimize devam etmek istedi. Yorgunum, dedim, boğazım ağrıyor, telefonda konuşamıyorum, dedim. Mesajlarla hız kesmeden devam etti. Enerjim el verdiğince yanıt verdim, ama tabi onun istediği, alıştığı, beklediği yoğunlukta değildi. Hayırdır, diye sorunca, ben de açık yüreklilikle ifade ettim. Biraz kendimle başbaşa kalmaya ihtiyacım var, dedim. İyi dedi, anlayışın için teşekkür ederim, dedim. Ve bana tavır almayı seçti.

Kendi ihtiyaçlarımı karşıladığım için, üstelik hastayken, bana kendimi suçlu hissettirdi. Ben de, o yeni yıl mesajıma soğuk ve mesafeli dönünce, üstelememeyi seçtim. Çünkü, bu süreçte farkettim ki, yeni yılda kendim için istediğim şey, günlük uzun telefon görüşmelerimi de azaltmak. Oysa bu onun arkadaşlıkta talep ettiği bir şey. Yani günlük olarak neler yapıp ettiğimizi birbirimizle paylaşmamızı bekliyor. Fakat burada da şöyle bir sorun ortaya çıktı, kendisi o gün canını sıkan kişileri, durumları, içini dökmek için paylaşırken ben aynı şeyi yaptığımda, şikayeti kessek mi, diye bana dönüş yaptı. Ben bunu rahatlıkla kişisel algılayabilecekken, tamam, dedim, sonuçta şikayet hoş birşey değil ve karşılıklı olarak bunu kesersek ilişkimiz için de, bireysel olarak da faydalı birşey yapmış olacaktık. Asla tavır almadım ve şikayeti kestim. Ama bir süre sonra yine kendisi şikayetlere başladı, yani şikayet etmek için söylemiyorum ama, diyerek şikayete geri döndü. Ben orada ona, hayırdır hani kesiyorduk diyebilecekken, hadi ihtiyacı var içini boşaltsın, dedim, dinlemeyi seçtim. Fakat bir süre sonra elbette ben de ‘içimi dökmeye’ başlayınca bir gün bana, ayyy! diyerek telefonu kapattı. Normal koşullarda bunu kişisel algılayıp ona tavır alabilecekken, açıklama yapacaktır, dedim, bekledim. Akşam aradı, kusura bakma bu aralar çok sinirlerim bozuk, dedi, anlayış göstermeyi seçtim. Hatta aklımdan şu geçti, çok şükür benim huzurum keyfim yerinde, arkadaşıma biraz alan açsam, yapabildiğim ölçüde onu dinlesem, ben biraz kendi sıkıntılarımı anlatmasam nolur, dedim.

Yani, gereken yerlerde ben onu idare edip ona anlayış gösterdiğim için ondan da bunu beklerdim.

Fakat tek sorun bu da değil. Çabuk sinirlenen, çabuk parlayan biri. Başkasına kızıp beni tersleyebiliyor. Bir iki telefon konuşmamızda resmen sinirini benden çıkardığını hissettim, stres topu gibi kullanılıyordum. Bütün huzurum kaçtı, öfkelendim, öfkemi ondan çıkaramadığım için annemi arayıp ona kustum. Ve aslında onun bana yaptığını ben anneme yapmış oldum.

Bunun yanında fazlasıyla kendi doğrularını bana dayatan bir yapısı var. Her konuda bir fikri var ve tek doğru buymuş gibi bana bu fikri dayatıyor. Bunlar günlük hayatta tümüyle beni ilgilendiren basit konular. Örneğin, covid testi alacağım onu hangi gün almam gerektiğini bana yarım saat dayatıyor. Perşembe al, diye tutturuyor. Bak canım, zaten çocukları okula yollamayacağım, eşim işe gitmeyecek, perşembe alamam online derslerim var, cuma musaitim cuma alacağım diyorum, inanır mısınız onlarca dakika, ama ama, diye fikrini dayatıyor. Bir kez söylenir ok, iki hadi anlarım, üç belki ok, ama beş, on yani artık ne demeliyim??? Yarım saat benimle yazıştı, canhıraş bir şekilde savaştı, sonunda, peki hayatım sen bilirsin, dedi. Ama bu hemen her konuda böyle. Mesela kendi çamaşır kurutma makinasının alt gözü açılıp temizleniyormus, benimki de öyle olmalıymış. Farklı marka bu arada. Benimki öyle değil, üzerinde yazıyor bu bölme kendi kendini temizler diye ibare var, diyorum. Yok, yarım saat de onunla ilgili yazıyor iddialaşıyor. Kesemiyorum yani, vakit ve enerji kaybı. Yani bazı konularda, tamam şekerim, diyor kapatıyorsun konuyu, ama bazı konularda seni yalan söylemek mecburiyetinde bırakıyor ya mucadele edeceksin, ya yalan söyleyeceksin. Böyle durumlarda da kaldım. Oysa kendisi asla kendi seçimini sorgulatmaz, sen bir cümle söylesen seni tersler susturur. Yani dediğim gibi, sorunlarımız vardı. Bunları nezaketle ona aktarabilmek için de istemiştim bu süreyi, ama belki böylesi çok daha iyi oldu. Çünkü ben ona bu sorunlarımızı anlatsam çok daha fazla kalbi kırılacaktı. Ve yine arkadaşlık bitecekti. Böylesi herkes için daha iyi oldu.

Evrensel yasalar der ki, karşındaki kişiler, seni sana aynalar. Karşındakinin tavır ve davranışlarından sikayetçiysen bil ki sen de hayatındaki herkese olmasa bile bazı kişilere, belki daha hafif oranda, bu davranışlarda bulunuyorsun.

Oturdum düşündüm, ben kimlere doğrularımı dayatiyorum, kimlerle hangi gereksiz münazaralara giriyorum (bu arada öğrencilik hayatımda münazara takımındaydım), kimi tersliyorum, kimin müsait olup olmadığına bakmadan sırf kendim istedim diye telefonda onu esir edip şikayetlere boğuyorum. Evet, hepsini ben de yapıyorum. Bunları tespit ettim ve bu sene için kendime söz verdim bu tavırlarımı bırakmayı seçiyorum. Allah’ım benim için kolaylaştır. Bu arkadaşım belki bana bu yönlerimi aynalamak için görevli olarak geldi. Dersimi aldım, kabul ettim. Çok teşekkür ediyorum. Onu güzel duygularla, minnetle ve dualarla uğurluyorum. İnşallah bana kırgın kalmaz umarım hakkında herşey iyi olur.

Yeni yılda yeni bir yol daha kısmet oldu. Onu da daha sonra paylaşırım 🙏

Günlük kategorisine gönderildi | 4 Ocak 2022 – Nezaketle Sınırlarımı Belirlemek için yorumlar kapalı

25 Aralık 2021 – Yeni Yıl Hedefleri devam

Evet bir önceki yazımda kişisel hayatımla ilgili hedeflerimden söz ettim. Şimdi biraz da mesleki hedeflerimi yazayım.

Bilinçli olarak hedeflerim gerçekleşmiş gibi yazacağım, Secret!

Allah’ım sana şükürler olsun ki 2022 yılı hayallerimin bile ötesinde harikulade bir yıl oldu. Ben, çocuklarım, eşim, ailemdeki herkes, tüm sevdiklerim, çevremdeki herkes sağlıklı, mutlu, huzurlu, neşeli, sevgi, birlik beraberlik, yaşama sevinci, bolluk bereket ve barış içinde hayallerimizin bile ötesinde güzel bir yıl geçirdik.

Allah’ım şükürler olsun ki ülkemiz ekonomik olarak düzlüğe çıktı ve artık her anlamda yükselişe geçti. Ekonomi, sağlık, eğitim öğretim, bilim teknoloji, sürdürülebilir ve sağlıklı tarımın geliştirilmesi ve temiz su kaynaklarının korunması, üretim, toplumsal kültür seviyesi, evrensel değerlere sahip çıkma, barış, huzur, neşe, çevre ve doğa, iklim konularında adeta çağ atladık ve iyiye doğru hızla geliştik. Toplum olarak hoşgörülü ve saygılıyız. Toplum olarak nazik ve uzlaşmacıyız. Şükürler olsun ki Dünya genelinde sağlık, mutluluk, huzur, sevgi, barış ve refah hakim. Covid 19 görevini tamamladı ve tüm varyantlariyla beraber Dünya sahnesinden çekildi ve diğer olası virüsler de geri çekildiler.

Allah’ım sana şükürler olsun ki ben pilates eğitimlerinin tamamını hayırlısıyla başarıyla tamamladım ve bitirme sınavını da yüksek bir not ile tamamlayarak master trainer unvanını aldım.

Allah’ım sana şükürler olsun ki işlerim son derece hayırlı bir şekilde ilerliyor, daima arzu ettiğim yoğunlukta çalışarak hayallerimin bile ötesinde bol ve bereketli para kazanıyorum. Kolaylıkla ve neşe ile para bana her türlü kanaldan akıyor. Ve ben bu parayı en hayırlı biçimde değerlendirebiliyorum. Öğrencilerime en yüksek faydayı üretiyorum. Ben düzenli olarak pilates yaparak bedenimi de bu prensipte geliştirip olabilecek en iyi seviyeye getiriyorum. Allah’ım sana şükürler olsun ki en hayırlı öğrenci kaynaklarına ulaşabiliyorum. Online Avrupalı öğrenciler, online dersler, yüzyüze dersler… Hangi kaynaklar daha hayırlı ve bereketli ise o kanallara ulasabiliyorum. Sosyal medyamı en hayırlı biçimde istikrarlı yönetebiliyorum.

Sana şükürler olsun ki çocuklarım ve tüm çocuklar aile içinde olabilecek en huzurlu, destekleyici, sevgi dolu, güvenli bir ortamda gelişiyor ve büyüyorlar adeta çiçek açıyorlar. Onları kendi potansiyellerini gerçekleştirmeleri üzere olabilecek en sağlıklı biçimde destekliyoruz.

Allah’ım sana şükürler olsun ki en hayırlı okullar, öğretmenler, arkadaş çevresine sahipler. Ve ilerde de kendilerini seven, kendilerine değer veren, insanları, doğayı, yaşamı seven, etraflarına da saygılı ve sevgili, nezaketle ve kolaylıkla kendi alanlarını koruyabilen ve buna karşın yakın ilişkiler kurabilen, kendi ayakları üzerinde kolaylıkla durabilen, sağlıklı, huzurlu, mutlu ve dengede, sevgi dolu yetişkinler oluyorlar. Kendi sevdikleri işleri yaparak bol ve bereketli para kazanıyorlar ve arzu ederlerse güzel aileler kurarak doyumlu bir hayat yaşıyorlar.

Allah’ım sana şükürler olsun ki ilişkileri yönetmek benim için çocuk oyuncağı. Kolaylıkla ve nezaketle sınırlarımı çizebiliyorum. Kırmadan kırılmadan arzu ettiğim yakınlık seviyesinde tutabiliyorum ilişkilerimi.

Allah’ım sana şükürler olsun ki ailemiz için en hayırlı olan şehirde, bölgede, evde oturuyoruz.

Sağlıkla ve neşeyle ve güvenle ve kolaylıkla tatillere çıkarak harikulade vakit geçiriyoruz.

Allah’ım sana şükürler olsun ki eşimle birbirimize anlayışlı, sevgi ve şefkat dolu, alan tanıyan ama yeterince destekleyici ve yakın, tatmin edici ve harikulade bir ilişkimiz var. Arkadaşlık, sevgililik, anne baba ve hayat arkadaşlığı anlamında doyurucu ve destekleyici, sevgi dolu harika bir ilişkimiz var

Allah’ım 2022 senesi için bundan daha iyisi nasıl olabilir?

Günlük kategorisine gönderildi | 25 Aralık 2021 – Yeni Yıl Hedefleri devam için yorumlar kapalı

24 Aralık 2021 – Yeni Yıl Hedefleri ve Dahası

2021 yılı, işime gücüme ve evdeki sorumluluklarıma odaklandığım bir yıl oldu. Yazın bir hafta Karaburun’da bir pansiyonda ailecek tatil yaptık. Bir de annemlerin yazlığında, çocuklar ve ben başbaşa üç haftaya yakın vakit geçirdik.

Yazın yavaşlayan işlerim, Ekim itibariyle epey yoğunlaştı. Kişisel hedefim olan haftada yirmi saat derse ulaştım. Artık tümüyle kendi kazandığım para ile geçinebiliyorum, hatta aile bütçesine katkıda bile bulunabiliyorum. Mesela evi boyattık, ben üçte birini karşılayabildim, kırık bir teras camımız vardı, onu yaptırdım. Bulaşık makinasının bakımını yaptırdım. Çocukları kış kampına götürdüm. Yaz tatilimizin iki gecesini ben ödeyebildim. Çocukları resim ve müzik kurslarına yazdırdım, ödüyorum. Ve bunun yanında ihtiyaç sahiplerine az buçuk yardımlarda bile bulunabildim. Yeni yılda bundan daha iyisi olması için neler mümkün?

Covid yeni varyantlarla birlikte tüm hızıyla devam ediyor. Hatta yıl bitimine iki hafta kala ailecek biz de virüse yakalandık. Bildiğimiz kadarıyla ilk kez yakalandık. Karantinamızın bir haftası doldu bile. Tat koku gitti, öksürük ve halsizlik yaşadık. Umarım hasarsız bir şekilde atlatırız. İnci hiç pozitif olmadı, Timur, Osman ve ben pozitif olduk. Yıl sonuna kadar temizlenmiş olacağız inşallah 🙏

Ekonomik olarak da bol sarsıntılı bir seneydi, TL döviz karşısında tarihi bir değer kaybına uğradı. İnanılmaz zamlar geldi. Nerdeyse her hafta yeni zam gördük.

2022 yılının daha istikrarlı huzurlu bir yıl olması için neler mümkün?

Bu yıl beni meşgul eden konulardan biri de ‘sınırlar’ konusuydu. Ben ilişkilerde alttan alan ve idare eden bir yapıdayım. Esneyebileceğim son noktaya kadar esniyorum ve sonunda, bıçak kemiğe dayanınca ilişkiyi kökünden koparıp atabiliyorum. Sınırlarıma sahip çıkabilmek için kitaplar okudum, podcast’ler dinledim. Hatta çok yakın bir arkadaşımla ilgili olarak, geliyor gelmekte olan, dedim. Sonunda patladım.

Sınırlara hiç saygı göstermeyen, sahiplenici, yayılmacı bir kişiliği var arkadaşımın. Ve ben onu epey idare ettim. Kolay parlayan, sinirli bir yapısı var. Konuşma esnasında aniden seni tersleyebiliyor. Herşeyin en doğrusunu kendisinin bildiğini düşünüyor ve kendi doğrularını sana dayatmaya çalışıyor. Bu konuda aşırı ısrarcı olabiliyor. Uzuuuun telefon konuşmaları ile zamanını çalıyor. Bu telefon konuşmaları süresince, çoğunlukla günlük hayatın sorumluluklarından, eşinden vs şikayet ediyor. Ama sen şikayet edersen bir süre sonra, şikayeti bırakalım mı, diye teklif getiriyor. Ok iyi fikir, dersen, kısa sürede kendisi ‘içini dökmek’ adı altında yeniden şikayete başlıyor. Sen de başladığında bir gün yine sana ayyys! kapatmam lazım diyebiliyor. Sonra kusura bakma sinirlerim bozuk, diye özür diliyor.

Bu kişiyle ilişkimden çok şey öğrendim. Ben bu hareketleri kime yapıyorum diye sordum kendime. Kimi telefonda hapsediyorum, kimi şikayete boğuyorum, kimi tersliyorum? Annemi…

Kime kendi aklımı satıyorum, Sima, Öznur ve Asli’ya… Neden yapıyorum bunu, onların sürekli aynı şeylerden şikayet etmeleri sebebiyle. Yine de yapıyorum, mühim olan da bu.

İşte yeni yıl kararlarım şöyle:

Nezaketle sınırlarımı çizebilmek!

Kimseye kendi aklımı dayatmamak, tavsiye vermekten kaçınmak.

Şikayet enerjisini hayatımdan çıkarmak. Şikayet etmemek ve şikayet dinlememek.

Annemi terslemekten kaçınmak.

Bu arkadaşımla telefon konuşmalarımızı kısıtlamak. Tabi bakalım arkadaşlığımızı kurtarabilirsek…

Hastalandığımda, nasılsın demek için beni arayıp 26 dakika kendi hayatını anlatınca, ertesi gün, boğazım kötü telefonda konuşamıyorum, dedim. Boğazım gerçekten de iyi değildi ve uzun telefon konuşması beni yoruyordu. Sonra mesaj yazmaya başladı. Telefonda yapacağı muhabbeti mesaj ile yapmaya çalışınca ben daha seyrek, daha kısa cevaplarla ona döndüm. Böyle olunca iki gün üst üste beni aradı, ben duymadım, arayarak da geri dönmedim. Sonuçta boğazım iyi değil, konuşamıyorum, demiştim. Yani örneğin, bir hafta evvel Berrak hastaydı, bana sesim kısık konuşamıyorum dedi, ben onu asla aramadım. Mesaj ile hatırını sordum, birşeye ihtiyacın var mı, dedim, kestim. Biraz anlayış!

Neyse, bu arkadaşa karşı mesajları kısa kısa tuttum. Sonunda sordu, hayırdır, dedi, ben de mecburen, hayatım biraz kendimle başbaşa kalmaya ihtiyacım var, dedim. İyi o zaman kendinle başbaşa olma ihtiyacın bitince sen beni ararsın, ben seni rahatsız etmiş olmayayım, dedi. Estağfurullah, tamam, anlayışın için teşekkürler, dedim. Ve sanırım üstünden üç gün falan geçti. Son üç yıldır her gün, günde yirmi otuz dakika telefonda konuştuğumuzu düşünürsek, epey bir boşluk oluştu.

Son dönemde her dediği beni tetiklemeye başlamıştı, bu boşluk bana çok iyi geldi. Yeniden merkezlendiğimi hissettim. Şimdi nasıl bir adım atmalıyım bakalım? Göreceğiz. Ama eskisi gibi uzun telefon konuşmalarına dönersek benim için iyi olmayacak. Belki ona, telefon detoksuma bir süre daha devam etmek istiyorum, yazışırız, yüzyüze görüşürüz, derim… Tabi kabul ederse… Belki de darılacak ve ilişkimiz kopacak. Bakalım, zaman gösterecek.

Karantinamız yılbaşına dek devam edecek. Ben de yılbaşı gecesine dek onu arayıp sormayacağım. Yılbaşı gecesi yeni yıl mesajı atarım. Cevap gelirse buluşma ayarlamayı teklif ederim. Kabul ederse, doğumgünü hediyesini veririm.

Geçenlerde bir patlama yaşamıştım ona karşı. İşte, telefonda yirmi küsur dakika bana ne yapmam gerektiğini dayatınca, covid testimi hangi gün alacağımla ilgili, ertesi gün onun dediği vakitte testi aldım ama o sinirle de ‘gözünaydin testi bugün aldım’ diye ona mesaj attım. Bu mesaja darıldı. Tavır yaptı. Arayıp sormadı beni o gün. Ben de, hayırdır, test sonucumu hiç sormadin, diye mesaj attım. Ha anladın yani darıldığımı, dedi. Hmm darıldın öyle mi, tamam o zaman bu meseleyi yüzyüze konuşuruz, dedim. O mevzu orda kalmıştı. Şimdi, kendisi bu mevzuyu açarsa, ben de ona ısrar ve tersleme huyundan söz ederim. Kendisi açmazsa eğer, ben de açmam ve sadece telefon detoksumu devam ettireceğimi söylerim. Bakalım neler olacak…

Günlük kategorisine gönderildi | 24 Aralık 2021 – Yeni Yıl Hedefleri ve Dahası için yorumlar kapalı

26 Şubat 2021

Herkese merhaba!

Yarın oğluşumun doğumgünü! Babası bugünden hediyesini verdi pastasını kestik! Güzel oğlum 6 yaşına bastı. Allah sağlıklı, mutlu uzun ömürler versin inşallah 🙏

Hayattaki en büyük mutluluğum çocuklarım. Bu hayattaki en güzel deneyim, annelik deneyimi! Bu duyguyu hiçbir şeye değişmem! Allah isteyen herkese nasip etsin.

Pandemi tam gaz devam ediyor. Haftasonu yasakları devam. Hala okullar ve restoranlar kapalı. Sadece yuvalar açık. 1 Mart itibariyla bazı şeyler değişebilir. Umutla bekliyoruz. Aşılamalar devam ediyor. Annemler ve kayinvaldem ile kayınpederim ilk doz aşılarını oldular. Sıra ikinci doz aşılamada. Sırada öğretmenler var. Bize ne zaman sıra gelir belli değil. Virüs mutasyon geçiriyor, Türkiye’de uygulanan Sinovac Çin aşısı bu mutasyonlar karşısında ne kadar etkili, onu da bilmiyoruz. Allah’a emanet!

Ben gündelik işlerime odaklandım. Anı yaşıyorum. Allah’a şükür simdiye dek korunabildik. Geçen Şubat’ta belki ilk Covid19 olanlardan biri bendim. Hala öyle düşünüyorum. Mesela, sonrasında 6 ay kadar hayatımda hiç görmediğim miktarda saç dökülmesi yaşadım. Yeni öğrendim ki, bu da yan etkilerden biriymiş.

Göğsümde kalan üfürme hissinin reflüden olduğuna karar verdik, Gastroentolog ile görüştüm, onayladı. Geçen sene başında rakı ve turşu suyu içmiştim bir gece 😋 çok leziz ama salakça idi. Sonra epey süre midemden şikayetlerim oldu. Ve bu üfürme ondan sonra peydah olmuştu. Dr da onayladı, bu reflü belirtisi dedi. Mideme dikkat ettiğimde geçiyor.

Böyle konudan konuya atlıyorum ama son dönemde beni en çok etkileyen, Doğan Cüceloğlu’nun ani ölümü oldu. Bir anda dünyadan elini eteğini çekti. Son çıkan kitabını alıp okumaya başladım. Orada belirtmiş ki insan duygusal, fiziksel, zihinsel… Ve aşkın bir varlıktır. Yani, kendinden üstün bir gücün varolduğuna inanır, inanmak onu iyi hissettirir. Ne de doğru. Hayatımda işler rayında gittiğinde ne kadar da uzağına düşüyorum ama kalbimin bir köşesinde hep Allah aşkı var! En büyük duam, Allah’ım bana senin hoşuna giden davranışları yapmayı kolaylaştır, senin hazzetmediklerinden beni uzak tut!

Şükürler olsun, ailem ve çocuklarım için. Annelik beni bu dünyada en çok tatmin eden şey oldu.

Şükürler olsun, sevdiğim işi yapabildiğim, hayatımı bu yolla kazanabildiğim için. Az insana nasip olacak bir hediye bu.

Ailemizin birlik beraberliği için neler mümkün? Sevgi, saygı, aşk ile bu yolu yürümek için neler mümkün? Mesleğimde sürekli gelişerek danışanlarıma en büyük faydayı üretmek için neler mümkün?

43. Yaşımın hayatımın en güzel döneminin başlangıcı olması için neler mümkün?

Allah’ım bana nasip ettiğin bu muhteşem hayat için şükürler olsun 🙏💕

Günlük kategorisine gönderildi | 26 Şubat 2021 için yorumlar kapalı

22 Aralık 2020

Tarihe geçecek bir yılı, 2020’yi geride bırakmak üzereyiz. Son günler. Evdeyiz. Restoranlar kapalı. Haftasonları sokağa çıkma yasağı var. Sadece yürüyerek markete gidebiliyoruz.

Geçtiğimiz haftasonu ben markete diye evden çıktım, bir kaptırmışım kendimi, İdealtepe, Küçükyalı, sahilden Maltepe, ordan yeniden İdealtepe yaptım. Yaklaşık 9bin adım atmışım. Sahil tarafında bir Allah’ın kulu yoktu, biraz çekindim açıkçası. Ama Küçükyalı baya kalabalık sayılırdı. Yollar bomboş, araba yok, ama insanlar yürüyordu.

Bu süreçte, mesleğim ve yürüyüş yapmak bana çok iyi geldi. Ev işi, pilates dersleri, yürüyüşler, çocuklarla parka çıkmak, bol bol pilates çalışmak… Günlerim böyle geçiyor.

Bugün güzel birşey oldu. İsviçre’de yaşayan bir arkadaşıma pilates dersi vermeye başlamıştım. O da Alman bir komşusuna benden söz etmiş ve komşusu da ilgilenmiş, ben de ders almak isterim, demiş. İlk kez İngilizce ders verme şansı doğdu. Muhteşem! Zaten uzun zamandır bu alanda kendimi denemek, geliştirmek istiyordum. Çok şükür 🙏 umarım çok çok iyi geçer dersler… 6 Ocak’ta deneme dersimizi yapacağız.

Bu arada, bu sene Şubat ayının tam ortasında ağır bir grip geçirmiştim. Öksürük, burun tıkanıklığı yaşamadım. Ama yoğun baş ağrısı, yoğun halsizlik, biraz ateş oldu, sonra da kas ağrısı. Kasıklarda başladı ağrı, günler içinde bacaklara indi ve ayaklardan kayboldu, çok ilginçti.

Her neyse, ilk hafta yataktan kımıldayamamıştım, ama ikinci hafta doktora gittim. Doktor da 3 gün kullanmam için antibiyotik vermişti, kullandım. Bu olayla bağlantılı mi bilemem ama bir süre sonra göğsümün ortasında bir üfürme oluştu. Hala geçmediği gibi son zamanlarda arttı sanki, öksürüğe dönüştü. Şu pandemi hafiflese de doktora görüneyim dedim, ama yok, hafiflemiyor. O sebeple, artık Ocak ayında bir doktora görüneceğim. Özellikle akşamları çok rahatsız ediyor beni, nefes almakta zorlanıyorum.

Meltem’in de geçmeyen bir öksürüğü vardı, sebebi reflü çıktıydı mesela… İlacını aldı kurtuldu. Ben de bu sene bir akşam saçmaladım, rakı ve turşu suyunu bir arada içtim, bir de güzel geldi ki, tabi o gün midemi mahfetmişim… Sonra epey sıkıntı çektim. Yani rakı içen biri olsam gam yemeyeceğim. Osman’ın arkadaşı Kıbrıs’tan getirmiş, hadi içeyim dedim, ne gerek varsa… Ondan da olabilir yani, bilemiyorum, bir baksınlar bakalım.

Evet, gelelim yeni yıl dileklerimize… Yahu artık dilek dilemeye korkuyorum. Geçen yıl online ders vermeye başlamayı dilemiştim. Öyle bir kabul oldu ki dileğim, şu anda sadece online ders verebiliyorum, yüzyüze ders vermek ne zaman mümkün olacak, belli değil.

Genel olarak dileğim: kendim, çocuklarım, eşim, anne babalarımız, kardeşlerimiz, onların eşleri ve çocukları, akrabalarımız, ailelerimiz, arkadaşlarımız, öğrencilerim, komşularım ve hepsinin aileleri için, sağlık, sevgi, barış, mutluluk, huzur, denge, neşe, başarı, bolluk bereket, evin içinde ahenkli, mutlu, huzurlu bir aile hayatına sahip olmak. Ülkemiz ve komşularımız için barış, ekonomik finansal bolluk, tarımda bolluk bereket, temiz sürdürülebilir, organik tarımın yaygınlaşması, ulaşılabilir, ucuz bol bereketli ürünler, temiz bir çevre, sağlıklı doğa, barış, denge. Temiz su kaynaklarımızın korunması, bollaşması. Hayırlısı ise ben ve ailemin biraz daha doğayla içiçe bir yaşam kurabilmesi. Bu konuyu Allah’ım sana havale ediyorum, en hayırlı şekilde sen hallet, mevzuyu biliyorsun. Allah’ım isteklerimin içinde bana ve bütüne hayırlı olanları nasip et, amin.

Bu yılda da mesleğimde gelişmeye devam edeyim. En güzel kaynaklardan beslenmeye devam edeyim, öğrencilerime fayda, şifa kendime de fayda, bolluk bereket yaratabileyim.

Allah’ım verdiğin bütün nimetler için sana şükürler olsun. Şefkatinle ve rahmetinle yola gelenlerden olmayı bize nasip et. Sevmediğin, senin hoşuna gitmeyen tavır ve davranışlardan kolaylıkla kurtulmamızı, senin hoşuna giden tavır ve davranışları hal etmemizi bize kolaylaştır, amin.

Evet, şimdilik böyle olsun 2021 dileklerimiz. Bakalım aklıma geldikçe yeni şeyler eklerim.

Hepimize huzurlu, mutlu, sağlıklı, sevgi dolu, bolluk bereket içinde geçecek, hayallerimizin bile ötesinde güzel bir 2021 yılı diliyorum, amin, amin, amin…

Günlük kategorisine gönderildi | 22 Aralık 2020 için yorumlar kapalı

22 Kasım 2020 – Covid19

Pandemi tam gaz devam ediyor. Temmuz ayında tam da artık pandemiden, okulların kapalı olmasından, çocukların evde tepemde olmalarından ötürü yorulmuş ve bunalmışken, harika bir tatil fırsatı çıktı karşıma. Kardeşim ve eşi, annemlerin yazlığınının olduğu sitede bir buçuk aylık bir ev kiraladılar ama hemen ardından, biz ancak 5 gün orada kalabiliriz illa sen çocukları al git değerlendir, dediler. Bu muhteşem fırsat, kardeşimden bana bir hediye, pandemi döneminde bir güzellik, bir kıyak gibi geldi. Çocukları kaptığım gibi gittim. Hayatımın en güzel tatili oldu diyebilirim. Şükürler olsun 🙏

Temmuz ayını Marmaris’te güneş, deniz, kitap, kahve, kum ile geçirdik… Ev şipşirin, muhteşem güzellikte enerjisi olan, harika bir evdi. Üstelik, eski sahibini de tanıyorum. Senelerce terasta oturan, gelip geçerken bize selam veren, benim çocukların bebekliğini bilen bir yaşlı amca… Malesef vefat etmiş. Oğlu da evi bize kiraladı. Evin ilk kiracısı biz olduk. İlk gece çocuklarla birlikte onun ruhu için dua ettik. Sonra da o evde son derece keyifli bir yaz tatili geçirdik. Onun okuduğu kitaplar, dinlediği cd’ler, hatta buzdolabının üzerinde sayfa aralarında notları ile Kuranı Kerim… Notlarına baktım tabi, neler dikkatini çekmiş, merak ettim. Kendime bir mesaj olarak aldım. Annemler hemen önümüzdeki evde, ikisi de bize inanılmaz destek oldular. Babam alışverişlerimizi yaptı, getirdi motoruyla, bazen annem çocukları aldı yanına ben atladım bisiklete markete gittim, alışverişimi yaptım. Keyif için… Çocuklar arkadaş edindiler, akşamları bahçede oynadılar. Sanki Covid 19 dondu bizim için. Gayet içe kapanık dikkatli yaşadık ama ya plajda ya evde olduğumuzdan kimseye yaklasmadığımızdan maske takmamıza gerek kalmadı. Gündemi takip de etmeyince epey bir koptum dünyadan, rahatladım. Bol bol okudum. Harikaydı. Şükran 🙏

Döndük ve Ağustos ayı yine evde çocuklarla geçti, zordu. Eylül yine aynı, zor. Ekim’de artık Timur’u tam zamanlı yuvaya verdik ve rahatladım.

Bu arada Temmuz ayı da dahil olmak üzere bu süreçte online derslerime devam ettim.

Ekim ayında eve öğrenci almaya başladım. Okulların açık olması sebebiyle bir iki öğrenci aldım. Malesef çok uzun sürmedi. Kasım’da yeniden yasaklar başladı. Evde ders vermeyi durdurdum. Okullar kapandı. Zaten İnci Eylül ve Ekim aylarında haftada 2 gün okula gidiyordu. Ama Kasım’da o da sona erdi. Ama bir güzel haber, anaokulları kapanmadı. Sanırım Timur devam edecek. Hastalık son derece yayılmış durumda. Ama uzmanlar çocukların anaokuluna gitmeleri taraftarı. Avrupa’da da tüm okullar yüzyüze eğitim yapıyor, üstelik maskesiz. Sanırım biz de göndereceğiz Timur’u.

Dedim ya Kasım ayında yeniden evlere kapandık. Tıpkı Mart ayında olduğu gibi. Restoranlar kapanınca bana bir haller oluyor. Son on yıldır, haftada bir gün ailecek dışarda kahvaltı ediyoruz… Bu bana çok iyi geliyor, ailemize de iyi geliyor. Bunun dışında ailecek yaptığımız bir aktivitemiz yok çünkü. Bunu yapamayacak olmak beni biraz hayal kırıklığına uğrattı. Ama aklıma bisiklet geldi. İnci henüz iki tekerlekli bisiklet kullanmayı bilmiyordu. Babamdan rica ettim. Hemen ikisine de birer bisiklet aldı sağolsun 🙏 İnci iki günde öğrendi. Şimdi sıra Timur’da. Aklımdaki şu, yeni aile aktivitemiz, sahilde bisiklete binmek…

Bu arada, Ekim itibari ile işlerim yoğunlaştı. Bu sene kendime yeni bir yatırım yapıyorum. ACE American Council on Exercise kurumundan online eğitim satın aldım. Fitness Personal Trainer Eğitimi. Bir yandan ona çalışıyorum. Tasavvuf okumalarına devam. Minik minik adımlarla. İbadet sıfır malesef… Ama yardımı arttırmaya yönelik ufak tefek adımlarım oluyor. Hizmet ederek ibadet açığını kapatmaya yönelik bir gafil çaba.

İşte böyle… Hayat hızlı akıyor. Kendimi meşgul tutuyorum, işime, mesleğime, aileme ve kendime odaklanıyorum. Bence psikolojik olarak bu süreci çok sağlam bir duruşla geçiriyorum hala, Allah’a bin şükür. Etrafımızda çok vaka var ama ailemizden biri yakalanmadı çok şükür. Arkadaş çevremizde atlatanlar oldu iyileştiler 🙏 bundan sonra da her zamanki gibi Allah’a emanet yola devam. Umarım en hayırlı şekilde kolaylıkla atlatalım bu zor zamanları ve herşey güzel olsun 🙏

Günlük kategorisine gönderildi | 22 Kasım 2020 – Covid19 için yorumlar kapalı

30 Haziran 2020 – Pandemi

Uzun zamandır yazmadım. Kısa bir özet yapalım… 2019 yılı sonunda Çin’de ortaya çıkan yeni bir virüs hızla tüm Dünya’ya yayıldı. 16 Mart 2020 tarihinde ülkemizde de vakalar görülmeye başladığı için okullar süresiz tatil edildi ve karantinalar başladı. Uçuşlar, ülkeye giriş çıkışlar durduruldu. Restoranlar, cafeler, barlar, spor salonlari, yüzme havuzları, sinemalar, tiyatrolar ve daha pek çok işyeri kapatıldı. Mart ortasından beri ben de evde ders vermeyi durdurdum. Online grup mat dersi veriyorum. Hafta içi her gece saat 21’de. O tarihten beri ailelerimizle/arkadaşlarımızla fiziken görüşmeyi kestik. Ben çok hızlı adapte oldum yeni duruma. Hemen işimi gücümü ayarladım. Önce bir iki hafta ücretsiz online ders verdim üyelerime, sonra isteyenlerle cüzi bir rakamdan devam ettim. Bitiremediğimiz paketi olan bazı öğrencilerle online dersler yoluyla ödeştik, bazıları paketlerini dondurarak beklemeyi seçti.

Bu arada, İzmir’e taşınan piyano hocamızla da online, takas usulü çalışmaya başladık, harika oldu.

Ruh halim zaman zaman gayet iyi, motivasyonum yüksek, zaman zaman ise yerlede süründüğüm oldu, oluyor. Ama çok şükür ki sıkıntılı ruh halinin geçeceğini tecrübeyle bildiğimden, içe dönerek bekleyebiliyorum.

Bu arada, malesef hiçbir şekilde ibadet yapamadım, yapamıyorum, nerdeyse dua bile edemiyorum. Ama okuyorum ve sohbetleri dinliyorum.

Diyetimi gevşettim. Pirinç, alkol, siyah çikolata tüketmeye başladım… Muz ve fistik ezmesi yiyorum…

Çocuklar fazlasıyla ekran başında vakit geçiriyorlar. İnci online derslere katılıyor, Timur online mevzusuna hiç ısınamadı. Ben gündüzleri temizlik, yemek ile meşgulüm ve akşamki online derslerime hazırlanıyorum. Geceleri de dersteyim.

Bu süreçte ders vermek ve piyano çalışmak bana iyi geldi.

Bakalım süreç nasıl devam edecek, inşallah hepimiz için en hayırlısı olsun.

Şu kısacık yazıda tam 7 kez online demişim, aha 8 oldu… Anlaşıldığı üzere Pandemi’de hayat online yaşanıyor… 9

Günlük kategorisine gönderildi | 30 Haziran 2020 – Pandemi için yorumlar kapalı

11 Haziran 2019 – Kesin olarak inanıyorum

Allah’a şükürler olsun ki, kesin olarak inanıyorum. Aklımda, kalbimde ufacık bir şüphe yok. Hatta, sadece Kur-an’ı Kerim’e ve Hz Muhammed’e değil, tüm peygamberlere ve tüm kitaplara inanıyorum. Hatta, uzakdoğu dinlerinde bile gerçeklerin aktarılmış olduğunu, bir çok bilginin ortak olduğunu farkediyorum. Spiritualizm’de bile anlatılanlar, aynı gerçeğin farklı anlatımları. Ayrılıklara değil, ortak noktalara dikkatim çekiliyor. Ancak benim yolum belli, İslamiyet, Tasavvuf. Çünkü, benim bu coğrafyaya, bu dine, bu zamana doğmuş olmam tesadüf değil. Bu yol benim için daha net, daha doğru. Ancak, her yol Roma’ya çıkar, buna da iman ediyorum.

Kendime notlar:

Tasavvuf diyor ki: kendini temizle!

Nasil?

1- Her zaman iyi düşün ve iyi eylemlerde bulun.

2- Yalanı terk et, emin kişi ol.

3- Olan her olayın iyi tarafını gör, şükret.

Çekim Yasası: Evrensel yasalar gereği, astral temizliğini yaparsan, daha hızlı titreşirsin ve iyiyi çekersin.

“Bana dua edin, duanıza cevap vereyim” Mü’min: 40/60

“Duanın temeli istektir. Bu isteğin temeli ise konsantrasyon ve imajinasyona dayanır. İstek yasası” (Kur’an-i Kerim’in Gizi Öğretisi, Ergun Candan)

Sebep-Sonuç Yasası: ne ekersen onu biçersin. Salih amellerde bulun.

Hallac-i Mansur, En el Hak, demiş. Hz. Muhammed, kendisine Allah’tan vahiyler getiren Cebrail’e, “git perdenin arkasindakini görmek için perdeyi aç, kimi görüyorsun, bana söyle,” demiş. Cebrail perdeyi açmış ve Hz. Muhammed’i görmüş. Dönüp gelmiş, ben vahiyi sizden alıp size getiriyorum, demiş. Bir diğer bilgi de, Tevhid kavrami, Allah’in bir olduğu. Allah’in sonsuz olduğu, bize şah damarımızdan bile yakın olduğu, gerçeği.

Biz, bu alemde Kamil İnsan olmak yolunda ilerledikce, kendi kendimizin kurtarıcısı oluyoruz. Edep, edep, edep. Temizlendikçe özümüzle, Allah ile bir oluyoruz. O zaman bütün rüyaların çıkar, duaların kabul olur.

Yaklaşmak için temizlen. Titreşimini arttır. Alkol, kötü sözler, öfke, kin, kibir, cimrilik, yüksek ego, nefsinin esiri olmak, dünya malına ve zevklerine aşırı meyil, hırs, dedikodu, hak yemek, zina, uyuşturucu, fazla yemek, nankörlük, devamlı şikayet, isyan etmek vb… Bu günahlardan uzak dur çünkü bunlar seni özünden, Allah’tan uzaklaştırır ve o zaman acı çekersin, negatifin yaratımına katkıda bulunmuş olursun ve negatifi kendi hayatına çekersin.

Dün iki film izledim. Birincisi “The Shack” yani “Baraka”… Kızının bir cani tarafından hunharca öldürülmesi sonucu Tanrıyı, adalet kavramını sorgulayan bir babanın başına gelenler. Adam, filmin bir yerinde Allah ile konuşuyor (hristiyanliktaki baba, oğul, kutsal ruh üçlemesi kullanılmış. Oğul, Hz. İsa, benim için Kamil İnsan’i temsil etti. Yani, bu bedenin içinde, bu dünyada bizlerin gelebileceği en üst seviye. Telepati, suda yürümek gibi mucizeleri kolaylıkla yapabiliyor, Allah ile yakin irtibat halinde. Kutsal ruh, Allah’in bizlere üflediği nefesi temsil etti benim için. Hepsi insan formunda verilmiş, yorumlarda bu üçlemeye takılanlar olmuş, Allah’in insan formunda gösterilmesine takıanlar olmuş. Bunları geçtim, verilmek istenen mesaja odaklandım.

Bir yerde, adam bir mağarada “bilgelik” ile konuşurken, Allah’i adaletsiz ve acımasız olmakla suçluyor. Bilgelik, “gel sen yargıç ol. Hayatta olan iki evladin var, ikisinin de günahları var, birini cennete, birini cehenneme yollayacaksın, hemen seç,” diyor. Adam seçemiyor, “onların yerine beni cehenneme alin,” diyor. Bilgelik de, Allah Baba’nın da aynı şekilde hiçbir evladına kıyamadığını, hepsini kurtarmak ve cennetine almak istediğini söylüyor. Günah işleyen yetişkinin, masum bir çocukken, günahkar babası tarafından maruz bırakıldığı şiddeti adama gösteriyor. Hangi birini cehenneme sokalım, hepsinin geçmişinde şiddete maruz kalmış ufak, masum bir çocuk var, bu silsile Adem’e kadar gidiyor, diyor. Kurtuluş, iyileşme, bireysel çaba ile toplu olarak gerçekleşecek. Yapabileceğin en iyi şey, affetmek ve bu dünyaya iyilik tohumlari ekmek, diyor.

Güzel mesajlar vardı. Tevhid kavramı gereği, bu dünyada çokluk olarak tezahür eden herşey aslında tek. Bir. Kurtuluş, iyileşme, bireysel çaba ile toplu olarak gerçekleşecek.

İkinci film de gerçek bir hikayeyi anlatiyor. Hindistan’da Brahman sınıfından çok fakir olan dindar, matematik dehasí bir gencin 1913 yılında Londra’daki Trinity College’a kabul edilmesi ve matematik alanında devrim niteliğindeki keşiflerini anlatıyor. Filmin adini harirlamiyorum ama bu filmde dikkatimi ceken su oldu. Adam bu kusursuz matematik formullerini, Tanri’ya dua ederken, meditasyon halinde iken ilham yolu ile buluyordu. Yani, vahiy gibi. Sonra okuldaki hocalarla birlikte oturup formulleri ispat icin gunlerce gecelerce çalisip ispat ediyorlardi. Yani, sen kendini temizledikce mucizeler sana akiyor. Yukarisi ile irtibatin gucleniyor. Bu gercek bir hikaye olmasi sebebiyle ilgimi cekti.

Hadi gitmem lazim, arkasi yarin…

Günlük kategorisine gönderildi | 11 Haziran 2019 – Kesin olarak inanıyorum için yorumlar kapalı

26 Şubat 2019

Yarın Timur 4 yaşına basacak. Ben Şubat’ta 41 oldum. İnci bu sene 7 oluyor. Evliliğimizin 10. Yılı.

Geçen yıl, 40.yaşım epey sancılı geçti. Birtakım sağlık sorunları ile uğraştım, durdum. O uğraşmalar arasında hastalık ve ölüm korkusu tetiklendi. Sanırım, bana bir kapı açılması gerekiyordu ki, yakınlarım geri çekildiler. Ailem beni pek ciddiye almadı, kendimi yalnız ve çaresiz hissettim. Bir süre ağlamak ve isyan etmekle geçti vakit. Ama sonra, bana tek yardım edebilecek, beni tek avutabilecek olanla yakınlık kurmaya karar verdim. Kendiliğinden oldu. Dara düşünce…

Okumaya başladım. Nasip oldu Kur-an’i Kerim’in iki ayri mealini okudum. Nasip oldu tasavvuf sohbetleri dinlemeye başladım. Nasip oldu, tasavvuf okumaya başladım. Hatta namaz kılmaya başladım. Henüz arzu ettiğim yerde değilim ama daha iyisini yapmak için çalışacağım.

Bunları yazıyorum ya, inşallah nazar değmesin. Çünkü insan bir anda uzağına düşebiliyor. İnşallah devamı gelsin, ibadetimi düzenli yapabileyim, idrakim artsın. Kalbimde hissedebileyim o aşkı, inşallah.

Bu hayat, en pembe tüyler içinde yaşayan için bile çok zor, tuzaklarla dolu. O nedenle güçlü kalmak, huzurlu olmak için maneviyatın güçlü olmalı ve bedenine iyi bakmalısın. Yani sağlıklı beslenmeli ve spor yapmalısın.

Devamı gelecek…

Günlük kategorisine gönderildi | 26 Şubat 2019 için yorumlar kapalı