26 Temmuz 2017 – Ölüm ve Yaşam Üzerine

(Cep telefonumdan yazilmistir)

Bugun canim arkadasimin annecigini sonsuzluga ugurladik. Kendisine, iki bucuk yil evvel aniden kanser teshisi konulmustu. Alti ay omur bicmislerdi. Hepimiz şoke olmustuk. Ardindan uzucu bir tedavi sureci geldi. Akciger kanseri, beyinde tumor, alzheimer, parkinson ve son olarak kalp krizi… Bir ruh artik ona hizmet etmeyen bedenini birakti ve sonsuzluga, Allah’a, geldigi yere geri döndü.

Bu surec beni de derinden etkiledi. Artik arkadas cevremizde ana babalarimizi kaybetmeye basladik. Ana babalarimiz ise kendi arkadaslarini…

Hissettiklerim cok ilginc. Uzuntu, keder… Evet! Saskinlik, endise, korku… Evet! Ama, bunun yaninda bir huzur, teslimiyet, dinginlik de var ki iste bu garip. Bir ruhun bedenlenmesi ve bu dunyaya dogmasi nasil ki bilinmezlerle dolu, sancili, ama ayni zamanda da muazzam, ayni sekilde ruhun bedeni ve dunyayi terkedisi de oyle.

Dunyada gecirilen sure belki bir goz kirpma kadar ama icinde yasarken hic de oyle gelmiyor insana. Dunyada yasadigimiz olaylar, hissettiklerimiz, dusuncelerimiz, arzularimiz, korkularimiz… Bunlari deneyimlemek ancak bu bedenin icindeysek mumkun. Ama, bedeni bir ceket gibi cikarip kenara koydugumuzda, sonsuzluk denizine dalmak, derin bir huzur ve tamamlanma hissi veriyor olmali ruha…

İcimden gelen his ve okuduklarimi, deneyimlediklerimi kendi suzgecinden geciren aklim da diyor ki, aslinda tek bir ruh var, tek bir enerji… Ve sanki bu Allah. Ama Allah, zaman-mekan perdelerini kullanarak bedenlere nefesler ufluyor. Her bir ruh, sanki ondan ayri bir varlikmis yanilsamasi ile bu dunyada yasamini surdurup, kendi onune konulan ya da kendi sectigi (ki aslinda tek bir ruh, tek bir Allah varsa kendi sectigi demek daha dogru) senaryoyu yasiyor. Kendisini degisik olaylarda olcuyor biciyor, farkli farkli duygulari, dusunceleri, hazzi, aciyi tadiyor ve sonra zaman-mekan perdesi gozlerinden kalkinca, o yine Allah’a, öze, kaynaga donuyor.

Bizim icinde bulundugumuz hal, tam olarak bir yanilsama, illuzyon. Kendini Allah’tan(diger ruhlardan) farkli, baska, tek, ayri gorme hali.

Dini ogretilerde de bunu destekleyen ipuclari yakaliyorum. “Karsindakine kotu soz edersen, kotu muamele edersen, aslinda Allah’a kotu muamele etmis olursun,” vb.

Diyecegim o ki, Yoga yapip ardindan meditasyona oturdugumda kendime hatirlattigim sey su: Tugce, farzet ki simdi odanin tavanina dogru tepede bir yerden, asagida bagdas kurmus oturan bedenine bakiyorsun. Bak kendine, odaya bak, esyalara… Oturmus duran bedenini farket, aklindan gecen dusunceleri izle, hislerine bak, duygularini gor. Seni su anda uzen olaylara, kafani mesgul eden islere… Hepsine tepeden bak. Sen bu beden degilsin. Sen aklindan gecen dusunceler de degilsin. Sen sonsuzluga ait bir ruhsun. Kaynaktan geldin, kaynaga doneceksin. Ezelisin, ebedisin.

Tipki bir bilgisayar oyunu oynarmis gibi, sectigin senaryoyu yasiyorsun. Grafikler harika degil mi? Hersey ne kadar da inandirici. Ama hatirla, bu sadece bir oyun. Dibine kadar yasa, ama bu gercegi de hatirla!

Su andaki hissiyatim, HUZUR!.. Sevgiyle…

 

Bu yazı Günlük kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.