18 Ocak Cuma – Hafta Biterken

Bu hafta berbat bir bel ağrısı ile geçti. Hafta başında Pazartesi günü Yara’nın dersine girebilmiştim, sonrasında bel ağrısından derslere giremedim. Ama bugün de Yara vardı, topladım kendimi ve derse gittim. Çok da güzel bir ders oldu. Bu kez farklı bir arm-balance poz denedim: Side Crow – Parsva Bakasana (görsel bulup ekleyeceğim bir ara, şimdi vaktim yok pek) Yine benim için imkansız gibi görünen pozlardan biriydi. Geçen ders denemek bile istememiştim, bu ders denedim, ayaklarımı az da olsa yerden kaldırabildim. Eminim bir kaç deneme sonra bunu da yapabilir olacağım. İş ki zihindeki engel kırılsın. O da bugün kırıldı.

Kardeşimden gelen destek ile vakti zamanında başladığım roman denememin bir sonraki bölümünü yazmaya koyuldum bu hafta. O konuda da zihinde bir engel var. Bir romanı yazıp bitirmek bana İMKANSIZ görünüyor. Oysa bölümleri yazıp bitirmek çok daha kolay. Sadece, roman olayı çok büyük konsantrasyon istiyor. İnsan bir miktar bu dünyadan kopup gidiyor, kendi kurduğu dünyada yaşamaya başlıyor. Şimdi ufak bir bebekle bu kopuşlar pek de hayırlı olmayabilir. Göreceğiz. Akışa bırakıyorum, iyi ya da kötü olur, bilemem. En azından yola çıktık, deneyeceğiz.

Aslında özellikle roman-öykü gibi kurmaca yazarken, insanı en çok motive eden şey birilerinin seni okuyor olması, hele de olumlu eleştiriler geliyorsa, insan mutluluktan uçuyor.

Burada, “kızım sana diyorum, gelinim sen anla” yaptım sevgili okur. “Roman denememi oku, hikayelerimi de oku, bana yorum yap,” gibi manalar çıkarmış olabilirsin, bilemem… 🙂

İki gecedir rüyamda, yıllar önce kaybettiğimiz, annemin teyzesini(bildiğim tek anneannemi) görüyorum. Gece 3 gibi İnci’nin kalk borusu ile uyandığımda rüyanın ortasındaydım, hafızam tazeyken hemen kalem kağıt buldum yazdım.

Evvelsi gece, anneannem ve yine annemin vefat etmiş dayısı bizim eski evimize gelmişler, sonra birşeye bozulup kalkıp gidiyorlar, “Anneanne, bu haftasonu sana ve Bekir Enişte’ye gelicez,” diyorum, yine de gönlünü alamıyorum, gidiyor…

Dün gece de, ben sokakta yürürken, yokuş yukarı gelen kalabalık bir güruh görüyorum, biraz da arbede var, böyle gösteri yürüyüşü gibi birşey, hemen kaçıp bir evin arka bahçesine saklanıyorum, çalıların ardına, a bir bakıyorum orada bir başka çocuk daha var (sanırım ben de çocuğum), sonra Anneannem gelip beni oradan alıyor, ama böyle kurtarmaya gelir gibi değil de sanki beni arkadaşıma bırakmış da akşamına almaya gelmiş gibi… Hayırdır inşallah. Sanırım bir yasin okuyacağım.

Haftasonumuz hareketli geçecek, anlatırım. Herkese iyi haftasonları…

 

 

 

Bu yazı Günlük kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.