21 Ocak Pazartesi

Cumartesi günü eşimle beraber Meydan’da ‘Ceren ile Celal’e gittik. Malesef büyük bir hayal kırıklığıydı. Oysa biz Recep İvedik’e bile gülen bir çiftiz. Ama bu olmamış Şahan, malesef İvedik’lerin bile gerisinde kalmış. Filmi Ezgi Mola’nın güzel yüzü ve sempatikliği bile kurtaramamış. Ezgi Mola ekrana inanılmaz yakışıyor. Genelde aynı rolleri oynatıyorlar kızcağıza. Ben onu farklı rollerde de merak ediyorum. Hele bir de zayıfladı, çok güzel oldu. Neyse, filmin son yarım saatine katlanamadık. Bitse de gitsek moduna girdik. Yine de bir iki sahnede epey güldüm. Koskoca iki saatlik filmde bir ya da iki kere güzel güldüm. Yetmedi tabi.

Bu sabah ailece, karga kahvaltısını etmeden uyandık. Bari bir film açalım dedik, ‘The Company Men’i izledik. Ben Affleck ve bir dolu ünlü isim. Film, Amerika’daki son finansal krizde, toplu işten çıkarım yapan bir bankada çalışanların yaşadığı sıkıntıları anlatıyor. Affleck, 12 senedir aynı bankada üst seviyelerde çalışan bir finansçı. Harika bir evi, iyi bir maaşı, güzel bir ailesi falan var. Bir anda kapının önünde buluyor kendisini. İş aramaya başlıyor ama en son aldığı maaş, bulunduğu pozisyon hayal oluyor onun için. Epey bir geriden başlaması gerekiyor, zaten iş de bulamıyor bir süre. Bizde de olmuştu benzer bir kriz, 2001 miydi? Özellikle finansçılar işsiz kalmıştı. Ne garip değil mi? Risk sevmeyen bir insansın, iyi okullardan mezun olup en güzel para veren sektörlerden birinin en büyük bankalarından birinde işe başlıyorsun. Risk sevmediğin için 10 küsur sene aynı kurumda dirsek çürütüyor, dişinle tırnağınla yükseliyorsun. Millet sevdiği işlerin peşini kovalayıp maceradan maceraya atlarken sen yok diyorsun, risk alamam, en güvenilir yol benimki, onların sonu ağustos böceğinin hazin sonu gibi olacak ve BUM! Bir anda kendini sokakta buluveriyorsun. Hakikaten acıklı. Filmde adamları işten çıkarırken psikolojileri biraz toparlansın diye son bir eğitime alıyorlar. Bunlar bir daire etrafında oturuyor, eğitimi veren abla bizimkileri bir ağızdan bağırttırıyor, “I will win, because I have faith, courage and enthusiasm!” güler misin ağlar mısın şimdi. Yine de bu uygulamayı sevdim. Bizde büyük bankalardan biri çalışanlarını, arka taraflarına tekmeyle kovalamıştı. Rivayete göre önce çalışanlarına akşam mesaiye kalın toplantı var demişler, ardından 18:30’daki toplantıda da herkese kovuldunuz servisler çalışmayacak, yarın da gelmeyin deyivermişler.

Yaa sevgili okur, dünyanın bin türlü hali var. O halde yine en iyisi herhangi bir kişiye, kuruma, duruma fazlaca bel bağlamamak. Riskten deli gibi kaçmak yerine, biraz risk biraz macera, dengelemek.

Bugün Yara’nın dersine gittim elbette. Harika bir dersti. Hava süper. Güneş pırıl pırıl. Dersten enerji dolu çıktım. Bu haftaki hedefim, çarşamba ve cuma günleri de yoga yapmak, yani haftada 2 yerine 3 gün yoga yapmak. Aslında 5 gün yapmak istiyorum malum, ama bir türlü olmadı, ya dersler iptal oldu, ya grip oldum, ya da belim tuttu… O nedenle hedefi 3’e indirmiş bulunuyorum 🙂

Bugünkü yazıyı şöyle bitirmek istiyorum, “I WIN because I have FAITH, COURAGE and ENTHUSIASM” Hepinize iyi haftalar…

Bu yazı Günlük kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.