13 Mayıs Pazartesi – Hayat Devam Ediyor

Ülkemde acı olaylar yaşanıyor. Haberleri izlemek, gazeteleri takip edebilmek için insanda mangal gibi bir yürek olması lazım. Annem, babam bu konuda beni çok eleştirirler. Bir türlü yapamadım, öğrenemedim ağlamadan haber izlemeyi. Ben de izlememeyi seçtim, hiç bilmemeyi. Bilmemek çözüm değil elbette. Biliyorum, devekuşu gibi kafamı kuma gömüyorum. Ama aksi taktirde dengede duramıyorum. Aktivist biri de değilim. Bizim nesilden kaç tane aktivist çıktı ki? Bir elin parmaklarını geçmez. Ben de ‘ben’cilerdenim. Bencilim. Hatta üzücü haberlere ağlarken bile karşımdakine mi ağlıyorum, yoksa kendime mi, bunu da hala çözebilmiş değilim. Öte yandan, O’ndan gayri bir şey yoksa eğer, ben sen de yok demektir. Benim de kime ağladığımın bir önemi kalmamıştır.

Allah hepimize akıl fikir versin. Acılar dinsin. İnsanlar zulmü bıraksın.

Hayat her şeye rağmen devam ediyor. Size geçtiğimiz hafta söz verdiğim gibi bugün itibarı ile ipleri elime almış bulunuyorum. Biten yoga paketimi yeni bir yoga merkezinde yeniledim. Az önce de Hariom Yoga Merkezi’nin sahibi Bora Ercan’dan ilk dersimi aldım. Çok güzel, şifalandırıcı bir dersti. Çıktım. Hemen merkezin yanıbaşındaki parkın içinde, kazların arasındaki bir bahçede çay içiyorum. Üstelik, burada çay sadece 1TL. Ne güzel değil mi?

Yeni bir merkezdeyim. Çünkü farklı hocaları deneyimlemek istiyorum. Henüz yoganın çok başında olduğum için buna ihtiyacım var. Her hocadan bambaşka ve çok güzel şeyler öğreniyorum. Gittiğim bütün merkezlerin bambaşka bir havası var. Ve değişimin kendisine aşık bir kova olarak bu bana iyi geliyor. Kalem, ailem ve evim. Evim de ailem neredeyse orası. O değişmez, değişmesin. Onun dışında, değişim hep güzel, hep keyifli.

Kızım iyileşti sayılır. Çocuk üşüttü mü, diş mi çıkarıyor, kızamık mı geçiriyor derken, meğer meşhur Altıncı Hastalık geçiriyormuş. Üç gün ateşin ardından haftasonu döküntüler başladı. Bu sabah baktım, döküntüler de yok olmaya yüz tutmuş. Naz niyaz doruklardaydı, huy muy değişti tabi. Ama toparlarız, eski pamuk prensesimize kavuşuruz inşallah.

Bugün hava limonata gibi. Yaz yağmurunun ardından her yer mis gibi çim ve toprak kokuyor. Salyangozlar bayram etmiş, hepsi sokakta. Bu sabah DEV bir salyangozun yavru bir salyangozun üzerine çıktığını gördüm. Resmen hayvanın üzerinden geçti. Önce yavruyu yiyecek falan sandım, çünkü minik ötekinin altında görünmez oldu. Ama yemedi, aynen üzerinden transit geçti gitti. Belki de yağmurlu bir sabahı oynaşarak kutlayan anne ve yavrusuydu gördüklerim. Zira sabahları İnci ile beni oynaşırken görenler de rahatlıkla ya benim onu ya da onun beni yemeye çalıştığını düşünebilir, gayet normal.

Biraz daha burada takılacağım izninizle. Sonra kızanıma koşarım artık. Hepinize harika bir hafta dilerim. Herşey gönlünüzce olsun.

Bu yazı Günlük kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.