Bebek Bakıcısı: Onlarla da Olmuyor, Onlarsız da

Adam çalıştırmak ne kadar zor. Aynı evin içinde başka bir kadınla yaşamak ne zor. Ben kendi annemle ya da kız kardeşimle dahi aynı evde yaşayamazdım sanırım. Ama, kızım 40 günlük olduğundan beri bakıcımızla yaşıyorum.

Gündüzlü, Türk bir bakıcımız var. 50 yaşında, temiz pak, iş bilir, titiz bir kadın. Genel anlamda kendisinden memnunum ve benim için hayatı oldukça kolaylaştırıyor. Ev işleri ile ilgileniyor, siliyor, süpürüyor, toparlıyor, kızın çamaşırlarını yıkıyor, ütülüyor ve ben sabahları yogada iken kızı ona bırakabiliyorum, yedirip içirip uyutuyor.

AMMA VELAKİN ikimiz de bir arada olmakta zorlanıyoruz. Onun açısından bakarsak bizim aile ve ev hayatımız ona ters(tir herhalde). Mesela biz köpek besliyoruz. Bunu bilerek eve geldi ama köpeğimizden tiksiniyor, sürekli bunu ima ediyor ve Dora’nın da evin bir ferdi olduğunu bir türlü kabul edemiyor. Ara ara imalı laflar edip duruyor, yok peygamber efendimiz evde köpek beslenmesine karşıymış, yok köpek olan eve melek girmezmiş, yok geçen gün bir tanıdığının çocuğunda kist çıkmış, allerji olmuş vs… Aslında bunlara kulak asmamalı, üstünde durmamalı ama evinizde her gün suratı ekşi bir kadınlaysanız bir süre sonra canınız sıkılmaya başlıyor.

Sonra, herşeyin kendi bildiği, istediği gibi olmasını istiyor. Ufacık birşey söylesen tüm gün surat asıyor. Falan filan… Liste böyle uzuyor. Ama hepsi ufak tefek şeyler… ‘Memnun değilsen gönder, yeni bir kadın bul,’ dediğinizi duyar gibiyim. O kadar da kolay olmuyor işte malesef. ‘Kız ona alıştı, gelen gideni aratır,’ diyorsun ve idare ediyorsun. Bebeğini sevsin, ona iyi davransın diye onun iyi tarafında kalmaya çalışıyorsun. ‘Hiç yardım almadan bebeğimi büyütebilir miyim?’ diye soruyorsun kendi kendine, ‘yok yok olmaz, yardım almalı,’ diyorsun ve susuyorsun.

İnsan ilişkileri zor. Ama insan sosyal bir varlık, öyle ya da böyle adam çalıştırmayı, yönetmeyi, hayır demeyi, taviz vermeyi, vermemeyi, prensipli olmayı, idare etmeyi öğreniyoruz hayatın içinde.

Bana çok demişlerdi, ‘fazla içlı dışlı, samimi olma bakıcı ile’ diye. Ama, ben samimi bir insanım ve bakıcımıza abla demeyi, senli benli konuşmayı, tercih ettim. Lakin, baştan başlasaydım, ‘sizli bizli’de kalırdım büyük ihtimalle, yüz göz olmazdım. Düşünsenize, sekiz aydır tanıdığım kadın geçenlerde benden ‘yazlık ev almak için’ tam 20 bin TL istedi. Epey güldüm, o kadar nakiti kim kaybetmiş ben bulayım, dedim, hiç çekinmeden annemden, kayınvalidemden, hatta kız kardeşimden istememi söyledi. Düşünün artık YUH! 

Sonuç olarak bakıcı ile çalışacak yeni annelere ya da anne adaylarına nacizane tavsiyelerim şöyle:

1- Kesinlikle ve kesinlikle en baştan kamera sistemi kurun ve bundan kadının da haberi olsun. Baştan koymadığınızda sonradan çok daha zor oluyor. (Bu konu ile ilgili yazacağım)

2- Fazla samimi olmayın, aranızda bir mesafe olsun. Roller karışmasın, siz işverensiniz o çalışan. Bunu unutmayın, unutturmayın.

3- Onun rahat etmesini, mutlu olmasını önemseyin çünkü tüm gün çocuk bakmak gerçekten zor, bakıcının da gün içinde nefes alması gerekiyor.

4- Kurallarınızı, koşullarınızı baştan konuşun.

5- Ufak şeylere gözünüzü kapatın. Önemli olan çocuğunuza nasıl baktığı. Çünkü sürekli bakıcı değiştirmek çocuk için iyi değil. Bununla beraber ortada bariz sorunlar varsa şunu da unutmayın, her zaman yeni bir bakıcı bulabilirsiniz. Kimse bulunmaz hint kumaşı değil.

Şimdilik aklıma gelenler böyle. Çok şükür ki ben çalışan bir anne değilim, günün sadece kısa bir bölümünde evden ayrılıyorum. Çalışan anneleri çok takdir ediyorum ve onların kaygılarını, çektikleri sıkıntıları çok iyi anlıyorum. Mesela benim bakıcı ile yollarımı ayırmam çok daha kolay, çünkü bebeğimin temel bakımı benim üzerimde. Ama bu karar çalışan anne için çok daha zor. İşte bu nedenlerle çalışan annelere iyi bir bakıcı bulabilmeleri için buradan pozitif enerji ve iyi dileklerimi yolluyorum.

Bu yazı Günlük kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.