Bugün çok severek takip ettiğim bloglardan birinde bir yazı okudum. Çalışan bir anne olan blog sahibi hafta içi tipik bir iş gününü yazmış.
Kızı henüz bir yaş civarında anladığım kadarıyla. Kadıncağız saat yedide uyanıp işe gitmek için sessiz sedasız hazırlandığını, çünkü kızı uyanırsa onunla oynamak isteyeceğini halbuki buna zamanı olmadığını söylemiş. Akşam da kızı uyuduktan sonra eve gelebiliyormuş. Gece uykusu çok önemliymiş kendisi için, bu nedenle gece beslemelerini eşine devretmiş, kendisi deliksiz uyuyormuş. Bu arada, kızını emzirmek istemediğine henüz hamileyken karar vermiş ve bebeği hiç emzirmemiş, ama hazır mamalar sayesinde bebeği gayet sağlıklıymış. Onun için önem verdiği şeylerin sıralaması: 1-Kendisi, 2-İlişkisi, 3-Bebeğiymiş çünkü birincisi olmadan ikincisi, ikincisi olmadan üçüncüsü olamazmış…
Düşündüm, ben böyle yaşayabilir miydim? Çok mecbur kalmadıkça (maddi olarak) ASLA! Bebeğimi ilk hissettiğim andan beri benim için önce bebeğim, sonra ben ve ilişkim geliyor.
Herkes farklı, hepimizin seçimleri, olanakları farklı. Lütfen söz konusu anneyi yargıladığımı ve kendi seçimimi savunduğumu düşünmeyin. Sadece kendimden, kendi hissettiklerimden söz ediyorum. İki kadın, iki farklı hayat, iki farklı seçim.
Benim için önce bebeğim geliyor. Hormonlarım mı, aklım mı, kalbim mi nedeni, bilmiyorum. Sadece tüm hücrelerimin en ücra köşelerine kadar bedenim, ruhum, kalbim, aklım bana emrediyor, önce bebek. Aslında bu gayet doğal bir durum değil mi? Yani, doğada da durum bu değil mi? Bebeğin en muhtaç olduğu dönemde, hormonların da etkisiyle anne için önce bebeği gelmiyor mu?
Şehirli ve kurumsal hayatta çalışan kadınların olayları doğal akışından çıkarıp herşeyi kendileri ve etrafları için bu kadar zorlaştırmalarını anlayamıyorum. (Tamam burda biraz yargılamaya başladım galiba). Şunu demek istiyorum. Blog sahibi anneyi okurken şu hisse kapıldım. Aslında ona da tüm hücreleri önce bebek diye emrediyor ama o bu emirle savaşıyor, çünkü aksi taktirde mom-zilla olacağına, eşinin gözünde ya da iş yerinde değer kaybedeceğine inanıyor. Ve kendisini zorlayarak, büyük bir çaba ile bebeğini üçüncü sıraya yerleştiriyor. Halbuki bebişi zaten hızla büyüyecek, bu acele niye? Ne var biraz bebeği ilk sıraya koysak, hem onun tadını çıkarsak, hem en çok bize ihtiyacı olduğu dönemde onun yanında olsak?
AMA herkesin seçimlerine saygı duymak gerekiyor, anlamasam da saygı duyuyorum. Çünkü, her anne farklı, her bebek farklı, her durum farklı.
Ben kendi adıma bebeğimle olabildiğim, yardımcı tutabildiğim ve aynı zamanda da kendim için birşeyler yapabildiğim için (haftada 5 gün yoga yapıyorum) ÇOK mutluyum! ÇOK şanslıyım!