26 Eylül 2015 – Eşeğin Aklına Karpuz Kabuğu Düşerse

Aklımıza düştü bir kere, Türkiye’den çıkıyoruz. Oysa ki, çok değil, birkaç yıl öncesine kadar aklımızın ucundan bile geçmezdi böyle birşey. Türkiye’de 2013 yılında yaşanan meşhur Gezi Parkı Protestoları ile yıllardır gözlerimizin önünde duran kalın, ağır siyah perde aralandı, şapka düştü, kel göründü. Bu olaylarda en çok da Medya’nın gerçek yüzü apaçık önümüze serildi. Kendimizi kandırılmış, aldatılmış, uyutulmuş bulduk, bir gecede.

Üstüne, 2015 yılında kapı komşumuz Suriye’de yaşananlar tuz biber ekti. Saçma sapan, düzmece bir savaşta çocuklar öldü, öldü, öldü.

Ülkemizde yeniden hortlayan terör, son on yılda hızla tırmanan kadına şiddet, çocuklarımızı özel okula mahkum eden eğitim sistemi, çılgın rakamlara ulaşan özel okul fiyatları… Daha sayacak çok şey var lakin, uzatmayalım, bizim gitme kararımız bu eksende güçlendi. Çocuklarımızı çağdaş, güvenli bir ortamda yetiştirmek istedik.

Epey düşündük, İngilizce konuşulan ülkeleri araştırdık. Amerika, İngiltere ve Kanada arasında gidip geldik. Birkaç sebepten İngiltere’de karar kıldık. Sebeplerin başında, Ankara Antlaşması’nın sağladığı avantaj ve elbette Türkiye’ye, burada bıraktığımız sevdiklerimize yakınlık vardı.

Kızımız 3.5 yaşında, oğlumuz 7 aylık. İnci’miz ilkokul çağına gelmeden Londra’ya yerleşmeyi umuyoruz. Şu anda işlerimizi ayarlamakla meşgulüz. Para biriktiriyoruz. Gerekli birikimi bir yıl içinde tamamlayarak başvuruda bulunacağız. Hayırlısıysa olsun.

Ülkeni bırakıp gitmek kolay bir karar değil. Gerçekten değil. Pembe hayaller içinde değiliz. Orada birçok farklı problemin bizi bekliyor olacağını biliyoruz. Konfor alanımızdan çıkıyoruz. Ancak her şeye rağmen denemeye değer buluyoruz.

Fingers crossed!

Bu yazı İngiltere Günlüğü kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.